Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Allah'dan korkun da bu dilsiz hayvanlara eziyet etmeyin ." //Ebû Dâvûd, Cihad 44
❝ Kanlı Eğe..
O gün alış-verişi Adem yapacaktı. Erkenden kalkıp çarşıya gitti. Aldığı herşeyi küçük pazar çantasına doldurmaya başladı. Nalburdan satın aldığı eğenin ciğer paketini deleceği hiç aklına gelmemişti. Eve gelince sivri uçlu eğeyi çantadan çıkardı. Üzerindeki kanları yıkamak için dış kapının önüne bıraktı. Geri döndüğünde, ciğer kokusuna gelen bir
Sayfa 67 - E-KitapKitabı okudu
Reklam
Kıskançlık, gerçekten bir hastalıktır.Ona yakalanan kimsenin mutlu olmasına imkân yoktur.
Sayfa 65 - E-KitapKitabı okudu
«مَا أَنَا فِي الدُّنْيَا إِلَّا كَرَاكِبٍ اسْتَظَلَّ تَحْتَ شَجَرَةٍ ثُمَّ رَاحَ وَتَرَكَهَا.» " Benim dünya ile ilgim , bir ağaç altında dinlendikten sonra , yoluna devam eden yolcu gibidir ." //Tirmizi, Zühd 44.
Sayfa 63 - E-KitapKitabı okudu
«مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أَوْ لِيَصْمُتْ .» " Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse , Ya iyi söz söylesin, ya sussun !.." //Buhari, Edeb 31.
Sayfa 52 - E-KitapKitabı okudu
«يَا أَيُّهَا النَّاسُ! إِيَّاكُمْ وَ الْكَذِبَ فَإِنَّ الْكَذِبَ مُجَانِبٌ لِلْإِيمَانِ.» " Ey insanlar kesinlikle yalan söylemeyiniz , çünkü yalan ile iman bir arada olmaz ." //Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 5.
Sayfa 50 - E-KitapKitabı okudu
Reklam
❝ Plastik Tabak..
İhtiyar marangoz iyice yaşlanmıştı. Gözlerinde fer, parmaklarında derman kalmamıştı. Elleri titrediği için kaşığı tutamıyor, yemeği sofra örtüsüne döküyordu. Oğlu ile gelini dikkatli davranmıyor diye ona kızıyorlardı. Hele yemeğin çenesinden aşağı sızması onları çok rahatsız ediyordu. Sonunda ihtiyarın sofrasını ayırdılar. Kendileri masada yerken
Sayfa 45 - E-KitapKitabı okudu
لَوْ كَانَ لِابْنِ آدَمَ وَادِيَانِ مِنْ ذَهَبٍ لَأَحَبَّ أَنْ يَكُونَ لَهُ ثَالِثُ وَلَا يَمْلِلأُ فَاهُ إِلَّا التَّرَابُ.» " İnsanın iki dere dolusu altını olsa , bir üçüncüsünü ister . Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz ." //Tirmizî, Zühd 27.
Sayfa 38 - E-KitapKitabı okudu
«لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ كَانَ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ مِنْ كِبْرٍ.» " Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse, cennete giremez ." //Müslim, Îmân 147.
Sayfa 26 - E-KitapKitabı okudu
مَنْ نَفْسَ عَنْ مُؤْمِنٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ الدُّنْيَا نَفَّسَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ.» " Bir mü'mini dünya dertlerinden kurtaranı , Allah , ahiret dertlerinden kurtarır ." //Müslim, Zikir 38.
Sayfa 15 - E-KitapKitabı okudu
Reklam
❝ Öfke..
Halit güçlü kuvvetli bir çocuktu. Bir tabureyi kolunu bükmeden, tek eliyle kaldırabilirdi. Okulda güreş tutup da yenmediği kimse yoktu. En çok da Nurettin ile güreşirdi. Yine bir gün okul bahçesinde kapıştılar. Güreşi kaybeden Nurettin, sınıfa girince Halit'in defterini karaladı. Halit buna fena halde öfkelendi. Arkadaşının üzerine atıldı ve suratına bir yumruk savurdu. Nurettin'in burnundan akan kanlar hem elbisesini, hem de sınıfı kirletti. Olup bitenlere bütün sınıf üzüldü. Öğretmen Halit'i azarlarken ona Peygamber Efendimiz ( s.a.v.)'in şu sözünü hatırlattı: «لَيْسَ الشَّدِيدُ بِالصُّرَعَةِ إِنَّمَا الشَّدِيدُ الَّذِي يَمْلِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ.» " Güçlü adam, güreştiği insanları yenen değil , öfkelendiği zaman öfkesini yenen kimsedir ." //Buhari, Edeb 76.
Sayfa 22 - E-KitapKitabı okudu
❝ Kemer..
Nihat geçimsiz bir çocuktu. Kaba davranışlarıyla bitmeyen kavgalarıyla kardeşlerini incitirdi. Onun bu hali annesini çok üzerdi. - Evladım, kimsenin gönlünü kırma. Çirkin sözler söyleme, diye öğüt verirdi. Ama her defasında kendinin haklı olduğunu iddia eden yaramaz çocuk: - Benim suçum yok. Böyle davranmaya onlar beni zorluyor, derdi. Bir gün annesi: - Eğer bugün akşama kadar kimseyle kavga etmezsen, vitrindeki o kemeri sana alacağım, dedi. Bu konuşmayı duyan diğer kardeşleri, onu kızdırmak için birçok yolu denediler. Fakat kendini tutmaya karar veren Nihat'ı kızdıramadılar. Akşam olunca, annesi ona şunları söyledi: - Bir kemere sahip olmak için kendini tutabiliyorsun . Bunu basit şeyler için değil , Allah istediği için yapmalısın , oğlum. Keşke biri Nihat'a Peygamber Efendimiz( s.a.v.)'in şu hadisini söyleyebilseydi: مَنْ تَرَكَ الْمِرَاءَ وَهُوَ مُحِقٌ بُنِيَ لَهُ فِي وَسَطِ الْجَنَّةِ.» " Haklı olduğu zaman bile kavga etmeyen kimseye , cennetin avlusunda köşk verileceğine ben kefilim ." //Tirmizi. Bir 58.
Sayfa 21 - E-KitapKitabı okudu
❝ Zehir..
Hüseyin Dayı şehirden köye dönüyordu. Pazara götürdüğü malların hepsini sattığı için sevinçliydi. Bir çeşme başında mola verdi. "Eşek biraz yayılırken ben de şu ağacın altında kestireyim" dedi. Uykuya dalacağı sırada aklına paraları geldi. Onları emniyetli bir yere koymalıydı. Kesesini açıp baktı. Hepsi yerli yerinde duruyordu. Keseyi gömleğinin içine koydu ve uyumaya başladı. Ne yazık ki o sırada ağacın üzerinde bulunan bir soyguncu herşeyi gördü. Bütün hayatı başkalarına zarar vermekle geçen bu adamın gözleri sevinçle parladı. Yavaşça ağaçtan aşağı süzüldü. Cebinden bir kamış, bir de içinde zehir bulunan bir kutu çıkardı. Zehiri kamışın içine koydu. Derin bir uykuya dalmış olan Hüseyin Dayı'ya yaklaşmaya başladı. Zehiri onun ağzına üfleyerek kolayca öldürecek ve paralarına sahip olacaktı. Soyguncu zehiri üfleyeceği sırada Hüseyin Dayı aniden aksırıverdi. Bütün zehir bu kötü niyetli adamın ağzına doldu ve onu bir anda öldürdü. Peygamber Efendimiz ( s.a.v.) ne güzel buyurmuş: «مَنْ ضَارَّ ضَارَّ اللَّهُ بِهِ.» " Zarar veren kimseye, Allah da zarar verir ." //Tirmizi, Birr 27
Sayfa 20 - E-KitapKitabı okudu
مَنْ لَا يَشْكُرُ النَّاسَ لَا يَشْكُرُ اللَّهَ .» " İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez ." //Tirmizî, Birr 35
Sayfa 19 - E-KitapKitabı okudu
❝ Gaddar..
Bir yaz günü çocuklar dere kenarında oynuyorlardı. İçlerinde Gaffar adında biri vardı. Hayvanlara yaptığı işkenceler yüzünden çocuklar ona Gaddar lakabını takmışlardı. Gaffar daha yeni ve daha canlı bir oyun oynanmasını istiyor; fakat teklif edilen oyunların hiç birini beğenmiyordu. Kendisi gibi düşünen iki üç arkadaşlarını bir köşeye çekti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.